29 Eylül 2014 Pazartesi

KİTAP CÜMLELERİ

                              ÇAVDAR TARLASINDA ÇOCUKLAR


Hep büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne.Binlerce çocuk,başka kimse yok ortalıkta-yetişkin hiç kimse,yani-benden başka.Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum.Ne yapıyorum,uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum;nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken,ben bir yerlerden çıkıyor,onları yakalıyorum.Bütün gün yanızca bu işi yapıyorum.Ben çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim.Çılgın bir şey bu,biliyorum ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.Biliyorum,bu çılgın bir şey.

Anti-kahramanımız Holden Caulfield yetişkinlerin sahte dünyasından çocukları masumiyetini kurtarır sanki bu çavdar tarlasında.Sorgulamadan,mutlulukla koşan çocukları uçuruma düşmekten kurtarmak ister.Ve sonsuza kadar çocuklar masumiyetleriyle kalır. Holden'ın ağzından üç günü anlatılan güzelim sonbahar tadında kitap, sıradan yaşamında etrafındakilerin samimiyetsiz ve yapmacık olduğunu ironik kelime ve cümlelerle aktarır.(vay canına,filan,söz gelimi,ha,lanet,kıyak,yani,neyse,ne kötü,vay canına,kafamı bozan....) Bu çocuğu çok sevdim ben ya! siz de seveceksiniz...kışın ördekler nereye gidiyor merak edeceksiniz...

                                          
  • Mecbur muyuz yani,Bu korkunç fikri kabullenmeye şimdi ha! (kabullenmenin,etiğin eleştirisi)
  • Tanrım, keşke siz de orada olsaydınız
  • Biri öldüğü zaman çok kızıyorum;üstelik bir de başkasının hatası yüzünden ölmüşse.En azından,o ikisinin,Romeo'nun ve Juliet'in yüzünden öldü Mercutio.(farklı bir bakış açısı :)
  • Bir kız sizinle buluşmaya geldiğinde felaket güzelse,kimin umurunda; ha geç gelmiş,ha erken gelmiş yani ?bacak bacak üstüne atmış kızlar, bacak bacak üstüne atmamış kızlar, felaket bacaklı kızlar, rezalet bacaklı kızlar, harika görünen kızlar, bir tanısanız...)
  • Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın, yani. 
  • Tiyatro,edebiyat ve bütün bu zırvalıklar üzerine birisi pek çok şey biliyorsa,onun aptal olup olmadığını anlayabilmeniz epey zaman alıyor.
  • Sanırım bu günlerde ne olacağına karar vermek zorunda kalacaksın.Sonra ne olacaksan ona göre hareket etmeye.Ama hemen.Bir dakika bile kaybedecek zamanın yok.Yok senin zamanın. (öğretmeninden holden için bir tavsiye)
  • Trende gece yolculuk yapıyorsam, dergilerdeki o salak öyküleri bile kusmadan okuyabilirim. bilirsiniz. içinde bir sürü sahtekar, David adlı, ince yüzlü herifler, bu David'lerin lanet pipolarını yakan Linda veya Marcia adlı sahtekar kızların olduğu öyküler. gece trende giderken bu rezil öyküleri bile okuyabilirim genellikle. ama bu kez durum farklıydı. canım hiç istemiyordu. hiçbir şey yapmadan, öylece oturdum.
  • Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vuracağını anlama şansı verilmez.Düşer...düşer...düşer ama düştüğünü anlamaz.Tüm düzen,hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur.Ve ya çevrelerinin onlara sağlayamadığını sandıkları şeyleri arayan insanlar için.Onlar da aramaktan vazgeçerler.(öğretmeninden öğütler)
  • Seni soylu bir biçimde ölürken görebiliyorum şöyle ya da böyle değersiz bir dava uğruna.


  • Olgunlaşmamış insanın özelliği,bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir,olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir.


Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman,bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da,canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız,o kitap bence gerçekten iyidir
Size anlatacaklarım bu kadar.Eve gidince ne yaptığımı,hastalandığımı,buradan çıktıktan sonra önümüzdeki sonbaharda hangi okula gideceğimi filan anlatabilirim herhalde size,ama canım istemiyor.Gerçekten istemiyorum.Bu zırvalıklar şu an beni hiç ilgilendirmiyor.

Sakın kimseye bir şey anlatmayın.Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.  

                                                                      Sevgiler Holden





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder